KARŞILIKSIZ ÇEK DÜZENLEME SUÇU

KARŞILIKSIZ ÇEK DÜZENLEME SUÇU

KARŞILIKSIZ ÇEK DÜZENLEME SUÇU

 Karşılıksız çek düzenleme suçu; çekin karşılıksız kalması durumunda, alacaklının şikayetçi üzerine, borçlu karşılıksız kalan çek bedelinin yanı sıra bir de adli para cezası ödemek zorunda olduğu, bu para cezasını süresinde ödeyememesi durumunda hapis cezası ile karşı karşıya kaldığı suç tipidir. Karşılıksız çek düzenleme suçu (keşide etme) olarak bilinen suç tipi, 5941 sayılı Çek Kanunu ile “Çekte Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına Sebebiyet Verme Suçu” şeklinde yeniden tanzim edilmiştir. 5941 Sayılı Çek Kanunu’nun çekte karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçunu düzenleyen 5. Maddesinde düzenlenmiştir. Karşılıksız çek düzenleme suçu şartları;

  • Çekin vadesi gelmiş olmalıdır.
  • Çek süresi içerisinde ibraz edilmiş olmalıdır.
  • Çekin arkasına karşılıksızdır olduğu şerhi ilgili banka tarafından işlenmelidir.
  • Çek sahibi süresi içerisinde şikayet yoluna başvurmalıdır. (Öğrenmesinden itibaren 3 ay her halde 1 yıl)

Çek, bir bankaya hitaben yazılan, Türk Ticaret Kanunu uyarınca düzenlenen, ödeme emri niteliğinde kıymetli bir evraktır. Çek ile ilgili hükümlere, Türk Ticaret Kanunu’nun 780. ve devamı maddelerinde yer verilmiştir. Bir ödeme aracı olarak ticari hayatın vazgeçilmez bir parçası olan çekin üzerinde, muhatap bankanın ticaret unvanı, ödeme yeri, düzenlenme tarihi ve yeri, düzenleyenin imzası bulunmalıdır. Kanuna göre, çeklerin görüldüğünde ödenmesi gerekir. Çeklerin ödenebilmesi için muhatap bankaya ibraz edilmesi gereklidir. TTK’nin 796. maddesine göre, bir çek düzenlendiği yerde ödenecekse 10 gün; düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse 1 ay içinde muhataba ibraz edilmelidir. Çekin düzenlenme ve ödeme yerinin farklı ülkelerde olması halinde ise düzenlenme ve ödeme yerlerinin aynı veya farklı kıtalarda yer almasına göre, 3 ay ve 3 ay olmak üzere, 2 ayrı süre öngörülmüştür.

 

Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu Cezası Nedir?

Çeki elinde bulunduran kişi şikayetçi olması halinde, “karşılıksızdır” işleminin yapılmasına sebebiyet veren kişiye hakkında karşılıksız çek düzenleme suçundan dolayı ceza davası açılır. Kural olarak çek muhatap bankaya ibraz edildiğinde suç oluşur. Davanın açılabilmesi için, çekin hamili yani alacaklısının, suçu öğrendiği tarihten itibaren üç ay ve her halükarda bir yıl içerisinde şikayette bulunması gereklidir.

Şikayet neticesinde, karşılıksız çek düzenleme suçu ile ilgili uygulanacak ilk yaptırım adli para cezası verilmesidir. Bu suç kapsamında, her bir çekle ilgili olarak 1500 güne kadar adli para cezasına hükmedilebilir. Adli para cezası tutarı Türk Ceza Kanunu 52. maddesine göre günlük 20 TL’den az, 100 TL’den ise fazla olmamak üzere kişinin ekonomik ve sosyal durumu göz önünde tutularak mahkemece takdir edilir.

Mahkeme tarafından adli para cezasının iki yılı aşmamak kaydıyla en az dört taksit halinde ödenmesi kararlaştırabilir. Taksitler zamanında ödenmez ise geri kalan borcun tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen kısmın hapis cezasına çevrileceği, ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılması ile ilgili hükümlerin uygulanmayacağı mahkeme hükmünde belirtilir.

İkinci olarak Çek Kanunu’nun 5. Maddesinde, karşılıksız çek düzenleme suçuna neden olan çek hesabı sahibi gerçek ve tüzel kişiler hakkında, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilmesi de öngörülmüştür. Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olanlar, ellerindeki bütün çek yaprakları ile düzenlemiş ve henüz karşılığı tahsil edilmemiş çekleri muhatap bankaya vermekle yükümlüdür.

Karşılıksız Çek Nedir?

Karşılıksız çekten dolayı alacaklının şikayetçi olması durumunda, borçlu karşılıksız kalan çek bedelinin yanı sıra bir de adli para cezası ödemek zorunda olup, bu para cezasını süresinde ödeyememesi durumunda hapis cezası ile karşı karşıya kalmaktadır. Karşılıksız çek Türk Ticaret Kanununda ve Çek Kanununda düzenlenmiştir. Bir çekin karşılıksız olduğu gerekçesiyle ödenmediği durumlarda çekini ödeme için kanuni ibraz süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz eden ve karşılıksız olduğunu yine kanuni süresi içerisinde tespit ettiren hamilin keşideci dahil müracaat borçlularına kambiyo senetleri hakkında özel takip usullerine göre başvurma hakkı da vardır.

TTK Madde 783

(1) Bir çekin düzenlenmesi için, muhatabın elinde düzenleyenin emrine tahsis edilmiş bir karşılık bulunması ve düzenleyenin bu karşılık üzerinde çek düzenlemek suretiyle tasarruf hakkını haiz olacağına dair muhatapla düzenleyen arasında açık veya zımni bir anlaşma bulunması şarttır. Ancak, bu hükümlere uyulmaması halinde senedin çek olarak geçerliliği etkilenmez.

(2) Düzenleyen, muhatap nezdinde çekin ancak bir kısım karşılığını hazır bulundurduğu takdirde, muhatap, bu tutarı ödemekle yükümlüdür.

(3) Muhatap nezdinde karşılığı kısmen veya tamamen bulunmayan bir çek düzenleyen kişi, çekin karşılıksız kalan bedelinin yüzde onunu ödemekle yükümlü olduktan başka, hamilin bu yüzden uğradığı zararı da tazmin eder.

Çek Kanunu Madde 2/10

(10) Çek hesabı, ancak sahibinin veya yasal temsilcisinin yazılı talebi ya da mevduat veya katılım fonu zamanaşımı süresinin dolması üzerine kapatılabilir. Çek hesabı kapatıldıktan sonra, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibraz edilen çekler karşılıksızdır işlemine tabi tutulur.

Çek Kanunu Madde 3/2,3,4,5,6

(2) “Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır.

(3) Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;

a) Karşılığının hiç bulunmaması halinde,

1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise bin Türk Lirası,

2) Çek bedeli bin Türk Lirasının altında ise çek bedelini,

b) Karşılığının kısmen bulunması halinde,

1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,

2) Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını, ödemekle yükümlüdür.

Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir. Bu fıkradaki miktar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmi Gazete’de yayımlanır.

(4) Hamilin talepte bulunması halinde, karşılıksızdır işlemi; çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi adına bedeli tahsil etmesi halinde bu husus belirtilmek ve bu kişi ile birlikte banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılır.

Banka tarafından ödenen miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan tutar açıkça belirtilir. Hamilin imzalamaktan kaçınması halinde, karşılıksızdır işlemi yapılmaz.

(5) Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil, kısmî ödemenin hamil tarafından kabul edilmemesi halinde, ikinci fıkra hükmüne göre karşılıksızdır işlemi yapılır; ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır. Çek hesabında hiç karşılığın bulunmaması ve hamilin sadece muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutarın ödenmesini talep etmesi halinde de bu fıkra hükmüne göre işlem yapılır.

(6) Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmî ödeme halinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, icra mahkemesine şikayette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi halinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.

Çek Kanunu Madde 5

(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, bin beş yüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (…) (2) az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması halinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Yargılama sırasında da resen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikayetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.

(3) Çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi halinde, bu çekten dolayı hukuki ve cezai sorumluluk çek hesabı sahibine aittir.

(5) Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı ile ilgili olarak, herhangi bir adres değişikliği bildiriminde bulunulmadığı sürece ilgilinin çek hesabı açtırırken bildirdiği adrese 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunun 35 inci maddesine göre derhal tebligat çıkarılır. Adresin bankaya yanlış bildirilmesi veya fiilen terk edilmiş olması halinde de, tebligat yapılmış sayılır.

(6) Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, elindeki bütün çek yapraklarını ait olduğu bankalara iade etmekle yükümlüdür. Bu kişi adına yeni bir çek hesabı açılamaz.

(7) Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on gün içinde, düzenlemiş bulunduğu ve henüz karşılığı tahsil edilmemiş olan çekleri, düzenleme tarihlerini, miktarlarını ve varsa lehtarlarını da göstermek suretiyle, muhatap bankaya liste halinde vermekle yükümlüdür.

(8) Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına ilişkin bilgiler, güvenli elektronik imza ile imzalandıktan sonra, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla MERSİS ile Risk Merkezine elektronik ortamda bildirilir. Hakkında çek hesabı açma yasağı kararı verilen kişiler, Risk Merkezi tarafından bankalara bildirilir. Bu bildirimler ile bankalara yapılacak duyurulara ilişkin esas ve usuller, Adalet Bakanlığının uygun görüşü alınarak Risk Merkezi tarafından belirlenir.

(10) Birinci fıkrada tanımlanan suç nedeniyle, ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmaz.

Çek Kanunu Madde 6

(1) Karşılıksız kalan çek bedelinin, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında,

a) Yargılama aşamasında mahkeme tarafından davanın düşmesine,

b) Mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına, karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırıldığı, MERSİS ile Risk Merkezine 5 inci maddenin sekizinci fıkrasındaki usullere göre bildirilir ve ilan olunur.

(2) Şikayetten vazgeçme halinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.

(3) Kişi, mahkûm olduğu cezanın tamamen infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl ve her halde yasağın konulduğu tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, hükmü veren mahkemeden çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasını isteyebilir; mahkemenin vereceği karara itiraz edebilir. Bu itiraz bakımından İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına ilişkin karar kesinleştiğinde, yasağın kaldırıldığı, MERSİS ile Risk Merkezine 5 inci maddenin sekizinci fıkrasındaki usullere göre bildirilir ve ilan olunur.

Çek Kanunu Madde 7/4,6,7,10

(4) Kısmen veya tamamen karşılığı bulunmayan çekle ilgili olarak, talebe rağmen, karşılıksızdır işlemi yapmayan banka görevlisi, şikayet üzerine bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(6) Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, buna rağmen çek düzenlerse, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(7) Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi adına çek hesabı açan banka görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(10) 2 nci maddenin, sağlanması ve saklanması gereken bilgi ve belgelere ilişkin hükmüne aykırı hareket edilmesi veya çekin karşılıksız çıkması dolayısıyla hamili tarafından talep edilmesi üzerine düzenleyicinin banka kayıtlarındaki adreslerinin kendisine verilmemesi halinde, ilgili bankaya Cumhuriyet savcısı tarafından beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.

 

Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu Faili

3167 sayılı Kanunun 16. maddesinde, ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcilerinin cezalandırılacağı belirtilmekteydi. Buna göre, karşılıksız çek keşide eden hesap sahibi gerçek kişi, hesap sahibi gerçek kişi lehine çek keşide eden vekil veya temsilcileri ile hesap sahibi tüzel kişiler lehine çek keşide eden vekil veya temsilcileri çek suçunun faili olabiliyordu.

5941 sayılı Çek Kanununda ise, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibrazında çekle ilgili olarak karşılıksız işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişinin bu suçun faili olacağı belirtilmiştir (ÇK, m.5/1). Buna göre suç, ancak çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına neden olan gerçek kişi tarafından işlenebilir. Karşılıksız işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi çek karşılığını ilgili bankada tam olarak bulundurmakla yükümlü olan hesap sahibidir. Hesap sahibi, gerçek veya tüzel kişi olabilir. Hesap sahibinin tüzel kişi olması halinde suçun faili, tüzel kişinin mali yönetimi ile görevlendirilen yönetim organı üyesi gerçek kişi veya böyle bir görevlendirme yapılmamış ise yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişilerdir. Yani;

  • Hesap Sahibi Gerçek Kişi: Çek hesabı sahibi gerçek kişi, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişidir. (ÇK, m.5/2)
  • Hesap Sahibi Gerçek Kişi Adına Çek Düzenleyen Vekil veya Temsilcileri: 5941 sayılı Çek Kanununda, 3167 sayılı Kanunun aksine, çek hesabı sahibi gerçek kişinin bir başkasını vekil veya temsilci tayin etmek suretiyle kendi çek hesabından kendi adına çek keşide etme yetkisini devretmesi yasaklanmıştır. (ÇK, m.5/3) Bu yasağa rağmen, gerçek kişinin temsilcisi veya vekili sıfatıyla çek keşide edilesi halinde, bu çekten dolayı cezai ve hukuki sorumluluğun hesap sahibi gerçek kişiye ait olacağını yukarıda belirtmiştik. Dolayısıyla hesap sahibi gerçek kişi adına çek düzenleyen vekil veya temsilcinin bu düzenleme karşısında “karşılıksızdır” işlemine tabi tutulan çek nedeniyle cezai sorumluluğu yoktur. Ancak, bu kişiler hakkında “karşılıksız çek düzenleyen” sıfatıyla çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı şeklinde güvenlik tedbirine hükmedilir. (ÇK, m.5/4)
  • Hesap Sahibi Tüzel Kişi: 5941 sayılı Kanunda, adına karşılıksız çek düzenlenen hesap sahibi tüzel kişi hakkında herhangi bir cezaî sorumluluk öngörülmemiştir. Ancak, adına karşılıksız çek düzenlenen ve ileri düzenleme tarihli çek üzerinde yazılı tarihe göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmayan tüzel kişi hakkında koruma ya da güvenlik tedbiri olarak “çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” verilebilecektir. (ÇK, m.5/4)
  • Hesap Sahibi Tüzel Kişi Lehine Çek Düzenleyen Vekil veya Temsilcileri: Tüzel kişinin, çekin karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü temsilcisi veya vekili 5941 sayılı Kanuna göre, çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması halinde, bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi13, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdür. (ÇK, m.5/2) Karşılıksız çeki düzenlememiş olsa bile çekin karşılığını bankada hazır bulundurmakla yükümlü hesap sahibi tüzel kişi temsilcisi veya vekili, cezai olarak sorumlu tutulmuştur.

Karşılıksız Çekin Şartları

  • Çek hükmünde olması
  • Süresi içinde ibraz edilmiş olması
  • İbrazın yetkili hamil tarafından yapılması
  • Karşılığının tamamen veya kısmen mevcut olmaması; hesaptaki para üzerinde üçüncü kişi lehine ihtiyati haciz ya da rehin bulunması
  • Çek anlaşmasının mevcut olmaması
  • İhtiyati tedbir kararının mevcut olması
  • Konkordato kararının mevcut olması
  • Karşılığının mevcut olmadığının tespit ettirilmesi

Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu Yetkili ve Görevli Mahkeme

Karşılıksız çek düzenleme suçu nedeni ile yargılama yapma görevi Çek Kanunu’nun 5/1. maddesi gereği “icra ceza mahkemelerinindir”. Şikayetçinin bir dilekçe ile yukarı yazılı olan yetkili yerlerden birinde bulunan İcra Ceza Mahkemesine başvurması ile süreç başlayacaktır. Çek Kanununun 5/1. fıkrası uyarınca yapılacak şikayet ile ilgili olarak yargılama yapılabilmesi için adli soruşturma yapılmasına ve iddianame düzenlenmesine gerek yoktur. Hamilin şikayetinin icra mahkemesine verilmesiyle dava açılmış olur. Bu nedenlerle de, Çek Kanununun 5/1. fıkrasının kapsamında yapılan şikayet dava şartı niteliğindedir ve iddianame yerine geçen belge hükmündedir. Karşılıksız bir çek nedeniyle açılacak davalar;

  • Çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya
  • Çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu ya da
  • Hesap sahibinin yahut şikayetçinin yerleşim yerinin bulunduğu

İcra ceza mahkemesinde görülür. Bu davaya icra iflas kanununun 347, 349, 350, 351, 352, 353 maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. Karşılıksız çek düzenlenmesi şikayete bağlı bir suç niteliğinde olduğundan hamilin ilgili icra mahkemesine bu şikayeti, Çek Kanununun 5/1. fıkrasının İcra ve İflas Kanununun 347. maddesine yaptığı atıf nedeniyle “karşılıksızdır” işleminden itibaren üç ay içinde yapması gerekir.

Çekin Karşılıksız Çıkmasının Sonuçları

  • Hamilin müracaat borçlularına başvurma hakkı
  • Keşideciden yüzde on tazminat ve zararları talep etme hakkı
  • Muhatap bankaca yapılması gereken karşılıksızdır işlemi
  • Muhatap bankaca karşılıksız çek ile ilgili bilgilerin bildirimi
  • Yasal garanti tutarının ödenmesi

Karşılıksız Çıkan Çeklerde Bankanın Kanuni Zorunluluk Olarak Ödeme Yapma Durumu

Çek Kanunun 3’üncü maddesine göre, karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.

  • Karşılıksız çıkan her çek yaprağı için bankanın çek bedelini aşmamak suretiyle 1000 TL ödeme yükümlülüğü vardır.
  • Çek Bedeli=1000 veya Çek Bedeli>1000 ise bankanın sorumluluğu 1000 TL
  • Çek Bedeli <1000 ise bankanın sorumluluğu çek bedeli kadar eğer, kanunen ödenmesi gereken miktarın hamile ödenmesinin geciktirilmesi durumunda, çek hamiline her geçen gün için binde üç gecikme cezası öder.

Çekin karşılığı kısmen varsa;

  • Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmi karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,
  • Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla kısmi karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını, öder. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.

Kısmi ödeme durumunda hamil iki şekilde davranabilir;

  • Kısmı ödemeyi reddedebilir. Muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil, kısmi ödemenin hamil tarafından kabul edil memesi halinde, karşılıksızdır işlemi yapılır, ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin Üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir, ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır.
  • Kısmi ödemeyi kabul edebilir. Muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmi ödeme halinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, Cumhuriyet başsavcılığına talepte bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir Mahkeme veya icra dairesinin istemi halinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.

Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu Şikayet

En başta belirtmek gerekir ki; karşılıksız çek düzenleme suçu şikayete bağlı suçtur. Çek Kanunu’nun 5. maddesi “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine…” düzenlemesi ile şikayet hakkının çekin hamilinde olduğunu hüküm altına almıştır.

Burada önemli olan husus “hamil” kavramıdır. Zira, hamil kavramı uygulamada ve mahkeme kararlarında farklı yorumlanmıştır. Daha önceden yapılan yargılamalarda Çek Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında şikayet hakkının yalnızca çeki bankaya ibraz eden kişide olduğu, yetkili hamilin çeki bankaya ibraz eden kişi olduğundan bahisle, çeki bankaya ibraz eden kişilerden önce çekte cirosu bulunan kişilerin yapmış olduğu şikayetler dikkate alınmayarak açılan davalarla ilgili “müştekinin şikayet hakkı bulunmadığı” gerekçesi ile düşme kararı verilmiştir.

Bu konuda Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri arasında çıkan uyuşmazlık Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 10.05.2018 Tarih, 2018/3072 E., 2018/5874 K. sayılı ilamı ile giderilmiş ve isabetli bir karar ile “Karşılıksız çek düzenleme suçunda şikayet hakkının; çeki tahsil amacıyla bankaya ibraz eden hamil ile karşılıksızdır işlemi yapıldıktan sonra çeki elinde bulunduran ve aynı zamanda karşılıksızdır işlemi yapılmadan önceki dönemde geçerli ve meşru ciranta olan kişiye ait olacağına” karar vermiştir.

Çek hamili demek, çeki elinde bulunduran kişi demektir. Çekin bankaya ibrazından ve karşılıksızdır işlemi yapıldıktan sonra karşılıksızdır işlemi yapan kişiden önce ciranta olup da çekte karşılıksızdır işlemi yapan hamile gerekli ödemeyi yapıp, çeki alan kişi de çeki elinde bulunduran kişi (hamil) olarak kabul edilmelidir. Örneğin Salih’in keşide ederek Hüseyin’e verdiği, Hüseyin’in de cirolayarak Ümit’e verdiği çekin hamili şüphe yok ki Ümit’tir. Ancak Ümit, bahsi geçen çeki muhatap bankaya ibraz edip karşılıksızdır işlemi yaptıktan sonra ciro yolu ile çeki Ümit’e veren Hüseyin tarafından çek bedeli ödenip çek Ümit’ten alınmış ise artık çeki elinde bulunduran Hüseyin yetkili hamil olarak kabul edilmelidir. Bundan dolayı da yukarıda atıfta bulunduğumuz Yargıtay ilamının son derece doğru ve hukukidir.

Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu Cezası

Karşılıksız çek düzenlenme suçundan 3 türlü ceza verilir. Bunlar;

  • Adli para cezası
  • Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı
  • Çek yapraklarının iadesi

Hamilin şikayetçi olması halinde, “karşılıksızdır” işleminin yapılmasına sebebiyet veren kişiye hakkında karşılıksız çek düzenleme suçundan dolayı icra ceza mahkemesinde ceza davası açılır. Kural olarak çek muhatap bankaya ibraz edildiğinde suç oluşur. Davanın açılabilmesi için, çekin hamili yani alacaklısının, suçu öğrendiği tarihten itibaren üç ay ve her halükarda bir yıl içerisinde şikayette bulunması gereklidir. Şikayet neticesinde, karşılıksız çek ile ilgili uygulanacak ilk yaptırım adli para cezası verilmesidir. Bu kapsamda, her bir çekle ilgili olarak “1500 güne kadar adli para cezasına” hükmedilebilir. Adli para cezası tutarı Türk Ceza Kanunu 52. maddesine göre; “Günlük 20 TL’den az, 100 TL’den ise fazla olmamak üzere” kişinin ekonomik ve sosyal durumu göz önünde tutularak mahkemece takdir edilir.

İcra Ceza Mahkemesi tarafından adli para cezasının iki yılı aşmamak kaydıyla en az dört taksit halinde ödenmesi kararlaştırabilir. Taksitler zamanında ödenmez ise geri kalan borcun tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen kısmın hapis cezasına çevrileceği, ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılması ile ilgili hükümlerin uygulanmayacağı mahkeme hükmünde belirtilir.

Alacaklının şikayetinden vazgeçmesi veya borçlunun borcunu faiziyle birlikte tamamen ödemesi halinde karşılıksız çeke ilişkin yaptırımlarda ortadan kalkar. Bu durumda dosya, soruşturma aşamasında ise cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına, kovuşturma aşamasında ise davanın düşmesine, karar kesinleşmiş ise hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına mahkeme tarafından karar verilmesi gerekmektedir.

Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu Sebebi İle Adli Para Cezası

Çek kanunumuzun 5. Maddesinde, çek ile alakalı karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebep olma suçunun oluşması halinde bu duruma sebebiyet veren kişi hakkında ilk olarak adli para cezası yaptırımı uygulanmaktadır. Burada uygulanacak adli para cezası miktarı çek bedelinden az olmamak koşulu ile 1500 güne kadar para cezasıdır. Adli para cezasının miktarı bakımından günlük uygulanacak miktar TCK’nın 52 maddesindeki düzenlemeye göre günlük 20 TL ile 100 TL arasında değişmektedir. Günlük adli para cezası bedeli hakim tarafından kişinin ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak belirlenecektir.

Adli para cezasının 30 günlük süre içerinde ödenmemesi durumunda, adli para cezası, doğrudan doğruya hapis cezasına çevrilir. Buna ilişkin bildirim ödeme emrinin içerisinde yer almaktadır. Çekin karşılıksız çıkan miktarı ve çek üzerinde bulunan ibraz tarihi ile birlikte ticari işler için yürütülen temerrüt faizi de fail tarafından ödenirse, failin etkin pişmanlıktan yararlanma olanağı doğacaktır.

Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açma Yasağı

Çek Kanunu’nun 5. maddesine göre, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılması halinde, altı ay içinde hamilin talepte bulunması üzerine, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da çek hesabı sahibinin yahut talepte bulunanın yerleşim yeri Cumhuriyet savcısı tarafından, her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir.

Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı, “karşılıksızdır” işlemine tabi tutulan çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde de verilir. Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, elindeki bütün çek yapraklarını ait olduğu bankalara iade etmekle yükümlüdür. Bu kişi adına yeni bir çek hesabı açılamaz. Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on gün içinde, düzenlemiş bulunduğu ve henüz karşılığı tahsil edilmemiş olan çekleri, düzenleme tarihlerini, miktarlarını ve varsa lehtarlarını da göstermek suretiyle, muhatap bankaya liste halinde vermekle yükümlüdür.

Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açma Yasağı’nın Kaldırılması

Çek Kanunu md.6’ya göre bu yasak şu hallerde kaldırılır; Karşılıksız kalan çek bedelinin, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödenmesi halinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı Cumhuriyet savcısı tarafından kaldırılır. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırıldığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına 5. maddenin sekizinci fıkrasındaki usullere göre bildirilir ve itan olunur.

Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararının verildiği yer Cumhuriyet başsavcılığına başvurularak talebin geri alınması halinde de birinci fıkra hükmü uygulanır. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıt, kaydın girildiği tarihten itibaren her halde on yıl geçmesiyle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından resen silinir ve bu işlem ilan olunur.

Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu Şikayetten Vazgeçme ve Etkin Pişmanlık

TCK kapsamında şikayetten vazgeçme, hükmün kesinleşmesine kadar her zaman yapılabilir. Hüküm kesinleştikten sonra şikayetten vazgeçme herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz. Fakat, “Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu” bakımından kanun koyucu farklı bir düzenlemeye giderek hükmün kesinleşmesinden sonra dahi şikayetten vazgeçilirse, ilk derece mahkemesi tarafından hükmün tüm sonuçları ile ortadan kaldırılmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır. (Çek Kanunu madde 6/2 atfıyla, madde 6/1)

Kanunu’nun 6/1. maddesi gereği, karşılıksız kalan çek bedelinin, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödeyen sanık hakkında;

  • Yargılama aşaması devam ediyor ise mahkeme tarafından davanın düşmesine,
  • Yargılama aşamaları bitmiş ise mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir.

Adli para cezasının Devlet Hazinesine ödenmesinden sonra, Çek Kanunu’nun 6. Maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan sanık veya sanık hakkında yapılan şikayetten vazgeçilmesi nedeni ile hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasıyla birlikte sanık, Devlet Hazinesine yatırmış olduğu parayı geri alamaz.

Karşılıksız Çek Düzenleme Suçunda Zamanaşımı

Karşılıksız çek düzenleme suçu şikâyete tabi bir suçtur. Bu sebeple İİK’nın 347.maddesinde düzenleme ile şikâyet süresi fiilin öğrenilmesi ile 3 ay olup her halükarda ise fiilin işlenmesinden itibaren 1 yıldır.

Karşılıksız çek düzenleme suçunda düzenlenen şikâyet süreleri hak düşürücü sürelerdir. Mahkemeler bu süreleri zamanaşımı talep edilmese bile kendiliğinden dikkate alınır. Bu sebeple çek ile alakalı karşılıksızdır işlemi yapılması durumunda çekin karşılıksız çıkmasına sebebiyet veren kişi hakkında çekin karşılıksız çıktığı günden itibaren 3 aylık sürede İcra Ceza Mahkemesi’ne başvurarak şikâyette bulunmalıdır.

Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu Yargıtay Kararları

  • Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu ve Cezası
  1. 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,

5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun inanç ve takdiri ile incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;

Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Uşak 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/619 esas ve 2006/323 karar sayılı ilamının karşılıksız çek keşide etmek suçuna ilişkin olup karşılıksız çek keşide etme suçunun 6273 sayılı yasa ile suç olmaktan çıkarılması karşısında tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK’nin 58. maddesinin tatbikine ilişkin (2) no.lu bölümün çıkartılarak diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

  • Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu ve Cezası

… “(4) Karşılıksız çek düzenleyen, adına karşılıksız çek düzenlenen ve ileri düzenleme tarihli çek üzerinde yazılı tarihe göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmayan gerçek ve tüzel kişi hakkında, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi üzerine, sulh ceza hakimi tarafından, kovuşturma evresinde resen mahkeme tarafından, karşılıksız çıkan her bir çekle ilgili olarak, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir.” hükmünü içermekte iken,

5941 sayılı Kanun’un 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunla değişik 5/(1). maddesi,

“(1) (Değişik : 6273 – 31.1.2012 / m.3) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılması halinde, altı ay içinde hamilin talepte bulunması üzerine, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da çek hesabı sahibinin yahut talepte bulunanın yerleşim yeri Cumhuriyet savcısı tarafından, her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir. Bu fıkra hükmüne göre çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı, karşılıksızdır işlemine tabi tutulan çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde de verilir.” hükümlerini,

5941 sayılı Kanun’un 09.08.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6728 sayılı Kanunla değişik 5/(1). maddesi,

“(1) (Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (bu kısımdaki “çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından” ibaresi, 10/10/2017 tarihli ve 30206 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/7/2017 tarihli ve E.: 2016/191, K.: 2017/131 sayılı Kararı ile çıkartılmıştır) az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması halinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Yargılama sırasında da resen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır.

Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikayetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.” Hükümlerini içermektedir.

Buna göre; Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten bugüne hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı verilmesi gereken kişiler;

  • 20.12.2009 tarihinden itibaren “çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmayan gerçek ve tüzel kişiler”,
  • 03.02.2012 tarihinden itibaren “çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişiler”,
  • 09.08.2016 tarihinden bugüne kadar ise; “çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri” dir.

Bu nedenle, çekin karşılıksız çıkmasına sebebiyet verme eyleminin suç olmadığı 03.02.2012 tarihi ile 09.08.2016 tarihleri arasında, sadece çek hesabı sahibi gerçek ve tüzel kişiler hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilebilecektir.

….

Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 23.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Ceza Dairesi 2018/18540 E., 2021/7324 K.

  • Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu ve Cezası

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;

  1. Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89.maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan yasanın 3/5. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden 5607 sayılı Yasanın 10.maddesi uyarınca artırım yapılması,
  2. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
  3. 6273 sayılı Yasa ile 5941 sayılı Yasanın 5. maddesinde yapılan değişiklikle 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi kapsamındaki karşılıksız çek düzenleme fiilinin suç olmaktan çıkartılarak idari yaptırıma bağlanması nedeniyle, sanığın işbu dosyada aldığı hapis cezasının ilk kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
  4. Sanığın tekerrüre esas alınan adli sicil kaydının 5607 sayılı Yasaya Muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin olduğu anlaşılmış olup, hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamla ilgili öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı mahkemesinden araştırılarak, neticesine göre söz konusu ilamın tekerrüre esas alınıp alınmayacağının değerlendirilmesi gerekmesi,
  5. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi gerektiğinin belirtildiği dikkate alınarak; incelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 23/10/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 23/03/2015 olduğu, halen derdest olan İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/922 Esas sayılı dosyasında sanığa atılı eylem ile ilgili olarak suç tarihinin 10/01/2015, iddianame düzenleme tarihinin ise 12/10/2015 olduğu, anılan dosyalarda sanığın eyleminin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak anılan dosyanın incelenip gerektiğinde birleştirilerek sanığın bu eylemi bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesinin gerekmesi,
  6. 11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
  7. İddianamede müsaderesi talep edilmeyen kaçak sigaraların müsaderesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.